ÇEŞİTLEMELER

          Nisan ayı içerisinde Kültür Bakanı Rıfkı Danışman, bir basın toplantısında, Ayasofyanın kısmen ibadete açılacağını söyledi. Dikkatlerin erken seçim faaliyetlerine yöneldiği bir zamanda Bakanın bu beyanı fazla ilgi görmedi. – Hükumetin mesepe değil, ape kanadından bir üyesinin böyle bir beyanatı bizce ilginçti. Şimdiye kadarki hükumetler konuya yakından uzaktan temas etmişler, sıkıştırılınca korkulu rüyalar görmüşler, buhranlar geçirmişler, bazen birileri biz açarız diye ortaya çıkmış, fakat birkaç gün içinde ne hikmetse sesleri çıkmaz olmuş vesaire..

          Ayasofyayı ibadete açacak olan partinin memlekette fevkalade itibarı yükselir. Hayrettir, bu bile kimseyi kıpırdatmamıştır. Asla aykırı bir şey. Kedinin kedilik yapmaması gibi bir şey. Ters bir şey, insan düşünürken idrak etmekte bocalıyor.

          Ayasofya yeniden cami olarak ibadete açılsın için her ne söyleyen olursa milletin arzusuna tercüman olur.

          Kültür Bakanı seçime bir iki ay kala, gider ayak “Ayasofya kısmen ibadete açılabilir” demiştir. Umarım ruhu müsbet değişiklikler geçirmektedir. Umarım kendisi vicdanında bir ses duymuştur. Topyekun milletin arzusuna karşı içinde yalın ve pratik bir cevap oluşmuşa benziyor. “Zor, ama, yaptırmazlar bize ama yine de hani..” gibisinden de olsa, büyük kitlenin arzusu istikametinde bir cevap oluşmuşa benziyor. Ama en önemlisi, hükumetin bir üyesi, bir bakan, ruhunun derinliklerinde bir ses duymuştur diyoruz. Bu sesin esas mahiyetinin ne olduğunu, Sezai Karakoç’un “Yazılar” isimli eserindeki, “Ayasofyanın Anlamı” başlıklı yazısından aldığımız şu cümleleri dikkatle okuyarak anlamaya çalışalım:

          “…Ayasofya yalnız Peygamberin gelişini müjdeleyen İslâm öncesi bir mucize değil, bugünlere de işaret eden, geleceğe ait de bir mucizeydi. O kapanacaktı. Böylece İslâm, hakimiyetinin sona erdiğinin şuuruna varacaktı. Ve o açılacaktı. Böylece İstanbul ve Doğu fethedilecekti. İslâm yeniden eski üstünlüğüne, hatta daha yükseğe erecekti. / …Ayasofya Doğudadır ve Doğuya aittir. Onda, Batının ve Batı dini olan hristiyanlığın ne hakkı vardır? Ona Batının ambargo koymağa ve müze adı altında abluka altına almaya ne hakkı vardır?”

(Mavera Dergisi, 1. Cilt, 6.Sayı, Mayıs 1977, s.49)