Ey islâmın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya!. Şerefelerinde fethin, Fatihin şerefi ışıl ışıl yanan muhteşem mabet !…

          Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?!.. Hani minarelerinden göklere yükselen, tâ maveradan gelen ezanlar?!.. Hani ilâhî devir, ilâhi nizamlar ?!.

          Ayasofya ses vermiyor, Ayasofya bomboş, Ayasofya bir hoş!..

          Hani nerde, şu muhteşem minberde, binlerce erin, binlerce gazinin baş koyduğu şu temiz yerde, şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor!. Ayasofya seni bu hale koyan kim; seni çırılçıplak soyan kim?

          Hani kubbelerden gönüllere, gönüllerden kubbelere gürül gürül akan, sineler yakan Kur’an sesleri…

          Kur’an sesleri dindirilmiş, Müslümanlar sindirilmiş, Allah, Muhammed hülâfa-i raşidin, bu din ulularının isimleri kubbelerden yerlere indirilmiş !.

          Fethin, Fatihin mabedinden kitabı mübini, bu ulu dini, kaldıran kim? Dinimize imanımıza saldıran kim?!.

          Asırlık surların arkasından köhne Bizansı hortlatmak eller kimin eli, bunu söyliyenler kimin dili, Ayasofyayı puthane yapan hangi delidir?!.

          Elleri kurusun, dilleri kurusun… Ayasofya, Ayasofya seni bu hale koyan kim ?. Seni çırılçıplak soyan kim?.

          Ayasofya! Ey muhteşem mabet !. Merak etme, Fatihin torunları yakında bütün putları devirip seni camiye çevirecekler. Gözyaşlarıyla abdest alarak secdelere kapanacaklar… Tehlil ve tekbir sadaları boş kubbelerini yeniden dolduracak.. İkinci bir fetih olacak.. Ozanlar bunun destanını, ezanlar bunun ilânını yapacaklar .. Sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen tekbir sesleri fezaları inletecek.. Şerefelerin yine Allahın ve onun sevgili Peygamberi Hz. Muhammedin şerefine ışıl ışıl yanacak… Bütün dünya Fatih dirildi sanacak.. Bu olacak Ayasofya, bu olacak!.. İkinci bir fetih, yeni bir basübadelmevt… Bu muhakkak.. Bu günler yakın, belki yarın, belki yarından da yakındır…

Osman Yüksel Serdengeçti
Serdengeçti, 6. Cilt, 17. Sayı, Ağustos 1952, Sayfa 3